Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak...
Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünyada inanmam, hani görsem de gözümle.
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?
Atiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbabı elinden atarak yese yapıştın!
Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Alem de ziya kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyada henüz hakk-i hayatın
Varken, hani herkes gibi azminde sebatın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar
Lanetleme bir ukde-i hatır ki: çözülmez...
En korkulu cani gibi ye'sin yüzü gülmez!
Madam ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Madam ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- iman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ud-u Huda'dan,
Hüsrana rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: "Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!"
Lakin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryad ile kurtulması me'mul ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebatın sonu yoktur!' deme, yılma.
Ey millet-i merhume, sakın ye'se kapılma.
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünyada inanmam, hani görsem de gözümle.
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?
Atiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbabı elinden atarak yese yapıştın!
Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Alem de ziya kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyada henüz hakk-i hayatın
Varken, hani herkes gibi azminde sebatın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar
Lanetleme bir ukde-i hatır ki: çözülmez...
En korkulu cani gibi ye'sin yüzü gülmez!
Madam ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Madam ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- iman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ud-u Huda'dan,
Hüsrana rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: "Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!"
Lakin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryad ile kurtulması me'mul ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebatın sonu yoktur!' deme, yılma.
Ey millet-i merhume, sakın ye'se kapılma.
Mehmet Akif Ersoy