…MYAKHİSAR FORUMA HOŞGELDİNİZ…

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
…MYAKHİSAR FORUMA HOŞGELDİNİZ…

...AKHİSAR İMPARATORLUĞU...


    KARACAAHMET

    avatar
    Misafir
    Misafir


    KARACAAHMET Empty KARACAAHMET

    Mesaj tarafından Misafir Perş. 01 Ocak 2009, 12:19

    Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
    Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

    Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
    Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

    Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
    Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

    Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
    Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

    Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
    Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

    Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
    Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

    Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
    Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

    Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
    Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

    Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
    Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

    Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
    Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

    Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
    Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

    Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
    Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

    Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
    Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

    Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
    Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih
    avatar
    Misafir
    Misafir


    KARACAAHMET Empty Geri: KARACAAHMET

    Mesaj tarafından Misafir Cuma 02 Ocak 2009, 22:06

    guzeeeeeeeeeeeeeeeeeeeel

      Forum Saati Paz 19 Mayıs 2024, 12:27